28 Nisan 2010 Çarşamba

PDR ve Psikoloji

İki bölüm arasındaki benzerlik ve farklılıklar:
PDR ile Psikoloji bölümünün lisans düzeyindeki ders içerikleri arasında çok büyük bir farklılık yoktur. Her iki bölümde de psikoloji bilimi hakkında kuramsal ve uygulamalı bir müfredat vardır. Bu iki alan arasında ki içeriksel farklılıklar daha çok lisansüstü eğitimde ortaya çıkmaktadır. PDR mezunlarına Psikolojik Danışman, Rehber Öğretmen, Adli Pedagog gibi unvanlar verilirken; Psikoloji mezunlarına Psikolog, Adli Psikolog ünvanları verilmektedir. PDR mezunları görüşmelerinde “Bireysel yada grupla psikolojik danışma” yöntemi uygularken, Psikologlar
 daha çok “psikoterapi” yöntemini uygular. Ancak lisans mezunu psikologların psikoterapi yöntemini uygulayıp uygulayamayacakları konusu tartışılan bir konudur. Bu konu hakkında kabul gören yaygın yaklaşım ise şudur:
“Lisans eğitiminden sonra uygulamalı psikoloji bilimleri, klinik psikoloji, aile terapisi vb… alanlarda yüksek lisans yapma zorunluluğu. Bu yasal bir zorunluluk olmaktan ziyade mesleki yeterlilik ve etikle ilgili bir zorunluluktur. Bazı çevrelere göre Psikoterapi uygulamaları için yüksek lisansın bile yeterli olmadığı yüksek lisans sonrası mutlaka süpervizyon eğitiminin alınması gerektiği mesleki etik bir zorunluluk olarak görülür. Süpervizyon eğitiminde kişi alanında uzman bir psikoterapistle belirli bir süre meslekte uygulamaya dönük spesifik eğitimler alır. Onun gözetiminde vaka analizleri, kullanılacak yöntemlerin seçilmesi konularında özel bazı eğitimler alır.”
  Çalışma koşulları ve hizmet verilen kitle açısından PDR nin lisans düzeyinde verdiği eğitim çoğu zaman yeterli olurken Psikoloji bölümü mezunlarının (hizmet sunacakları kitleler açısından) lisans eğitiminden sonra yüksek lisans ve süpervizyon eğitimi gereklidir. Çünkü psikologların görüştükleri vakalar daha ağır vakalardır. Psikologlar sorun oraya çıktıktan sonra danışanla görüşürler, PDR mezunları ise daha çok önleyici bir role sahiptirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder