28 Mayıs 2010 Cuma

Empati Sağlıklı Toplumun Anahtarıdır


Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu, sosyal yaşamda insanların birbirlerini daha iyi anlamalarının sağlıklı bir toplum oluşmasını sağlayacağını söyledi.


Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi'nde sosyal sorumluluk projeleri kapsamında öğrencilere ve öğretim görevlilerine yönelik "İletişim Becerileri" konulu konferans düzenlendi. EÜ Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu'nun konferansında öne çıkan nokta aktif dinleme, farkındalığı artırmak ve empati oldu.


Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu, Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerine yönelik psikolojik çözümlemeler ve anlatımlarda bulunurken katılımcılara küçük bir test yaparak aktif dinleme konusunda bir örnek sundu. Salondaki dinleyicilerden, dik oturmalarını ve kendisi üç dediğinde el çırpmalarını isteyen Yrd. Doç. Dr. Koyuncu; iki dediği anda salondan alkış sesi yükselmesi üzerine bu küçük testte dahi aktif dinlemenin öneminin ortaya çıktığını söyledi.

Empati konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu, sosyal yaşamda insanların birbirlerini daha iyi anlamalarının sağlıklı bir toplum oluşmasına katkıda bulunacağını söyledi. "İnsan ilişkilerinde en önemli şey empatidir. Bu insan ilişkilerinde başarıya giden anahtardır." diyen Koyuncu, bunu şöyle açıkladı: "Birisinin bizi dinlemesi, anlaması ve o anki duygularını paylaşması bizi rahatlatır."


Konferansın sonunda EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Alev Çınsar, bilgi ve birikimini katılımcılarla paylaştığı için Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koyuncu'ya teşekkür belgesi sundu.


(CİHAN)


kaynak için*

27 Mayıs 2010 Perşembe

PARANOYA

Paranoya Nedir? .


Paranoya, geniş çapta çarpık bir düşünce, davranış ve faaliyetler bütünlüğü ile tanımlanan kronik bir durumdur. Belirtiler genellikle şizofreniyi andırır ve bazı araştırmalara göre iki hastalık arasında genetik bir bağ olma olasılığı vardır. Paranoyak kişiler, depresyon, madde bağımlılığı ve agorafobi riski altındadır.



Paranoyanın Belirtileri



Paranoyak bireyler genellikle şu durumları tecrübe ederler:



* Kronik ve yaygın bir güvensizlik ile diğerlerinden şüphelenme

* Başkalarının kendisine yalan söylediğini, aldattığını ya da kullanıldığını hissetme

* Arkadaşların, ailenin veya ilişki içerisinde olduğu kişinin güvenilmez ya da sadakatsiz olduğu düşüncesi

* Aldatıldığını düşünme anında ani parlama
Kabuslar .


Uzun bir uyku döneminde tekrar eden uyanmalar ya da şekerleme arasında gerçekleşen, genellikle hayati tehlike, güvenlik tehditleri içeren korkutucu rüyalardır ve sonucunda oluşan uyanmalar genellikle uykunun ikinci yarısında gerçekleşir.



Korkutucu rüyalardan uyanmanın ardından, kişi hızlı bir şekilde - uyku bozukluğu ve bazı epilepsi türlerinde görülen karışıklık ve odaklanamamanın aksine - odaklı ve tetikte bir hal alır ve kişisel zararların yanında, rüyalar veya uyanmayla sonuçlanan huzursuzluk; kilinik olarak stres, sosyal çevre ve diğer başka yerlerdeki uyumda önemli boyutta sorun yaratır.



Ayrıca kabuslar; hezeyanlar, postravmatik stres bozukluğu gibi özel bir sorun üzerine oluşmazlar ve direkt olarak uyuşturucu bağımlılığı ve ilaçlar gibi dış etkenlerden oluşan pskolojik etkilerden kaynaklı değildir.

25 Mayıs 2010 Salı

Narsisistik Kişilik Bozukluğu .

Derleyen : Kıvanç KAÇAKGİL . .Belirtileri ve Tedavisi

Narsisistik Kişilik Bozukluğu Nedir?

Narsisistik kişilik bozukluğu, ben merkezcilik, empati eksikliği ve abartılı bir kendini önemseme durumları ile tanımlanan yaygın bir rahatsızlıktır. Diğer kişilik bozuklukları gibi, bu rahatsızlık da sosyal yaşam, aile ve iş hayatları da dahil hayatın bir çok alanını olumsuz yönde etkileyen daimi ve baskın davranış biçimleri oluşturur.

Narsisistik kişilik bozukluğunun, borderline, histrionik, antisosyal kişilik bozuklukları gibi rahatsızlıklardan daha nadir görüldüğü düşünülmektedir. Narsisistik kişilik bozukluğunun kadınlardan çok erkeklerde görüldüğü istatistiklerle belirlenmiştir.



Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Belirtileri



Narsizm genellikle diğer kişilerden çok kendisi ile ilgilenen kişiler için kullanılan bir tanımdır. Ancak, narsist kişilik özellikleri olan insanlar ile narsist kişilik bozukluğu olan kişileri birbirinden ayırmak gerekir. Narsisistik kişiler genellikle kendini beğenmiş, kendine güvenen, ben merkezli kişiler olarak görünür; ancak bu kişilerde, Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişilerde görülen kendi yeteneklerini aşırı ve abartılı bir şekilde görme durumu gözlenmez.



Tanı ölçüleri başvuru kitabı DSM-VI’e göre rahatsızlığın belirtileri şunlardır:



* Abartılı bir kişisel başarı ve yetenek anlayışı

* Daimi ilgi, doğrulanma ve methedilme isteği

* Başarı ve güce ulaşma hakkında ısrarlı hayaller

* Kişisel edinim için diğer insanları kullanma

* Sıfatlandırılma ve özel muamele görme isteği

* Başkalarına karşı empati eksikliği



Resmi bir teşhis, yetkili bir akıl sağlığı profesyoneli tarafından, kişinin tanımlanan 9 belirtiden 5 tanesini taşıması halinde koyabilir. Tanının koyulabilmesi için ayrıca diğer kişilik bozukluklarının mevcudiyeti de göz önüne alınmalıdır.



Narsisistik kişilik bozukluğu olan kişiler genellikle kibirli, kendini beğenmiş, ben merkezli ve mağrur olarak tanımlanır. Kendilerini diğer insanlardan üstün gördüklerinden, başarılı bir hayat tarzını yansıtan unsurlara sahip oldukları konusunda ısrar ederler. Kendilerini bu kadar abartılı bir şekilde görmelerine rağmen, öz değerliliklerini korumak için daimi övgü ve ilgiye muhtaçtırlar. Bu yüzden bu kişiler eleştiriye karşı hassastır ve genellikle eleştiriye kişiliklerine bir saldırı olarak görürler.



Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Nedenleri



Kesin neden tam olarak bilinmemekle beraber, araştırmacılar bozukluğa neden olabilecek bazı faktörler saptamışlardır. Ebeveynlerin aşırı müsamaha ve övgüsü ile yanlış yetiştirme ve çocuğun davranışlarına gerçekçi tepkiler verilmemesi gibi çocukluk deneyimleri bu duruma neden olabilecek etkenlerdir.



Narsisistik Kişilik Bozukluğunun Tedavisi



Narsisistik kişilik bozukluğunun tedavisinde kişisel psikoterapi, her ne kadar zor ve zaman alan bir süreç olsa da, etkili bir şekilde kullanılabilir. Ancak şu unutulmamalıdır ki, bu rahatsızlığa sahip olan insanlar genelde bunun için bir tedaviye başvurma ihtiyacı duymazlar. Kişiler genellikle aile üyelerinin zorlaması ya da bozukluğun belirtilerinin tedavisi için terapiye başlarlar.



Kişilerin sorunu anlamamalarından dolayı terapi özellikle zor olabilir. Tedavideki bu zorluk, sağlık sigortasının depresyon ve gerginlik gibi kısa süreçte tedavi edilebilecek etkenlere yoğunlaşarak asıl bunların altında yatan problemi göz ardı etmesi ve maddi destek sağlamaması ile birleşerek daha büyük bir sorun oluşturabilir.



Kişinin yıkıcı düşünce ve davranış şekillerini değiştirmesinde bilişsel-davranışsal teknikler genellikle etkilidir. Tedavinin amacı sorunlu düşünceleri değiştirerek daha gerçekçi bir kişilik portresi ortaya koymaktır. Psikotropik ilaçlar uzun vadede etkili olmasa da, depresyon ve gerginlik gibi belirtileri tedavi etmede kullanılabilir.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu

Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu Nedir? .


Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu, geniş çapta çarpık bir düşünce, davranış ve faaliyetler bütünlüğü ile tanımlanan kronik bir durumdur. Bu rahatsızlıktan muzdarip insanların sinir bozuklukları ve strese bağlı hastalıkları yaşama riskinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir.



Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğunun Belirtileri



Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu olan kişilerde genellikle şu belirtiler görülür:



* Ciddi oranda mükemmellik, kontrol ve düzen kaygısı

* Katı davranışlar, değişime karşı koyma ve esneklik eksikliği

* Genellikle güvenilir, katı, sert ve inatçı olarak tanımlanma

* Kontrol edilemeyen şartlar altında aciz hissetme



Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğunun Tedavisi



Kişilik bozukluklarının tedavisinde kullanılan pek çok yöntem vardır, ancak psikoterapi en çok önerilen yöntemdir. Hastanın terapi sürecine tam olarak katılımı ve belirtileri yatıştırmak için psikoterapi ile birlikte ilaç tedavisi de kullanılabilir. Kişilerin yeni başa çıkma yöntemleri, düşünce şekilleri ve sağlıklı davranışlar geliştirmeleri için davranış ve bilişsel terapiler yüksek oranda etkilidir.