15 Mayıs 2010 Cumartesi

Yüz İfadeleri Duyguları Yansıtıyor

Yüzümüzün mutlu ya da üzgün görünmesi karşımızdaki insanlara ne düşündüğümüzü ve ne hissettiğimizi bildirir. Yapılan yeni bir araştırma yüz ifadelerinin aynı zamanda yazı dilini anlamakta kullanıldığını gösterdi.


Araştırmacılar yüz ifadelerinin bilhassa duygularla ilgili yazılı bir metnin dilini de anlama becerisini etkilediğine inanıyorlar.

Araştırma 40 katılımcı üzerinde botoks uygulanarak yapıldı. Bu uygulama alında kaş çatmayı sağlayan kasları etkisiz hale getirmek için kullanıldı.


Araştırmacı David Havas yüz ifadelerinin duygu ve düşüncelerle olan ilişkisinin yüzyıldan daha uzun bir süredir bilim adamlarının merak konusu olduğuna dikkat çekti.


Şimdiye kadar bilim adamları vücudu hareket ettirme yetisini engellemenin duygularda ve kavrayışta değişikliğe neden olduğunu söylüyorlardı. Fakat üzerinde mütabık kalınan sonuçlara henüz ulaşılamamıştı.


Bu nedenle Havas kaş çatmaya yarayan kasları uyuşturulmuş insanların duygusal tepkileri üzerinde çalıştı.

Kaş çatmayı engellemenin duygularla ilgili bir yazının anlaşılmasını nasıl etkilediğini test etmek için, Havas botoks uygulamasından önce ve uygulamadan iki hafta sonra katılımcılardan birtakım yazılı ifadeler okumasını istedi.

“Israrcı tele pazarlamacı yemeğinize devam etmenize izin vermeyecek”, “Doğum gününüzde gelen kutunuzda hiç mail göremediniz” ve “Su parkı sıcak bir yaz gününde ne kadar rahatlatıcı olur.” Şeklinde sinir, üzüntü ve sevinç uyandıran ifadeler vardı.


Havas, katılımcının okumayı bitirdiklerini gösteren butona ne kadar hızlı bastıklarına bakarak, bu cümleleri anlama yetilerini ölçtü.


Sonuçlar mutluluk hissi yaratan cümleleri anlamak için gerek duyulan zamanda hiçbir değişiklik göstermedi. Fakat botoks uygulamasından sonra katılımcıların üzüntü ve sinir uyandıran cümleleri anlaması daha uzun zaman aldı. Havas zaman farkının az olsa da önemli olduğuna dikkat çekti.


Bunun yanı sıra, okuma süresindeki değişikliklerin katılımcıların ruh halinden kaynaklanmadığı bildirildi.

Temel olarak, gülerken bütün dünyanın bizimle birlikte güldüğünü düşündüğümüzü ileri süren “facial feedback” tezinin aksine, bu çalışma kaşlarınızı çatmadığınız zaman çevremizdekileri daha az sinirli ve üzgün gördüğümüzü ortaya çıkardı.



Çalışma duyguların ifadesini dili anlama yetisiyle bağdaştırarak şu ana kadarki söylemleri yıktı. Normalde beyin kaş çatmak için periferiye sinyaller gönderir ve kaş çatılması beyne geri dönüt yapar. Fakat burada bağlam yeri devreden çıkarılmış ve duygunun yoğunluğu dile döküldüğünde onu anlama yetimiz engellenmiştir. Karşılıklı konuşmada insanlar birbirlerinin kavrayışı ve niyeti hakkında ipuçları yakalayabilirler. Eğer bir insan size üzücü bir olayı anlatırken, tepki vermiyorsanız, muhtemelen konuyu anlamadığınızı düşünecektir. Çevrenizdeki üzücü ve sinir bozucu şeyleri anlamamanız, sizin açınızdan iyidir, mutluluğunuza gölge düşürmez.

devamı için*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder